26 Ekim 2016 Çarşamba

Nesfit, kadınlara pembe kurdele hareketine destek için “Kontrol sende” çağrısı yapıyor!

26 Ekim 2016 Çarşamba
Nestlé Nesfit, dünyada 7, Türkiye’de ise 2 yıldır “Pembe Kurdele Hareketi” kapsamında yürüttüğü meme kanserine karşı farkındalık çalışmalarını yeni bir boyuta taşıyor. Meme Kanseri Farkındalık Ayı vesilesiyle Meme Sağlığı Derneği ile işbirliği yapan Nesfit, ülkemizde 20 yılda 2 kattan fazla artış gösteren meme kanseri ile mücadele için kadınlarda erken teşhisi teşvik edecek bir davranış değişikliği yaratmayı hedefliyor. Bu amaçla oluşturulan “Nestlé Nesfit Kontrol Sende” Facebook etkinliği, kadınlara her ay kendi kendine muayenelerini yapmaları için hatırlatmada bulunuyor. 
Küresel düzeyde başlattığı “Hedef: Pozitif Bir Hayat” kampanyası ile kadınları güzel hareket etmeye, güzel düşünmeye ve güzel yemeye davet eden Nestlé Nesfit, meme kanserine karşı dünyada 7, Türkiye’de 2 yıldır mücadele yürütüyor.
Araştırmalar, düzenli olarak kendi kendini muayene etmenin, meme kanserinden hastayı kaybetme riskini yüzde 18 oranında azalttığını gösteriyor olsa da kadınların büyük kısmı bunu bir alışkanlık haline getirebilmiş değil. Gelişmiş ülkelerde her 7 kadından birinde meme kanserine rastlanırken, hastalığın bu ülkelerde azalan, gelişmekte olan ülkelerde ise artan bir seyir izlediği görülüyor. 2030 yılında tüm meme kanserlerinin %75’inin gelişmekte olan ülkelerde yer alacağı tahmin ediliyor. Bu durumda Türkiye gibi ülkelerde erken teşhis oranını artıracak çalışmalar büyük önem taşıyor.
Amaç daha fazla kadının “kontrolü ele alması”
Meme Sağlığı Derneği (Memeder) ile işbirliğine giden Nesfit, kadınların bu konudaki farkındalıklarını artırmanın ötesine geçmeyi amaçlıyor. İşbirliği kapsamında daha fazla kadının düzenli olarak kendi kendine kontrollerini yapmasını sağlayacak bir davranış değişikliği yaratılması hedefleniyor. Bu amaçla oluşturulan “Nestlé Nesfit Kontrol Sende” Facebook etkinliği her ay kadınlara hem kendi meme kontrollerini yapmaları hem de diğer kadın arkadaşları ve aile üyelerini etkinlikte yer almaya davet etmeleri için hatırlatmada bulunuyor.
Nestlé Nesfit, aynı zamanda Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla Ekim boyunca kadınları kendi pembe kurdelelerini yaratarak sosyal medyada paylaşmaya ve arkadaşlarını Facebook etkinliğine çağırmak için bundan yararlanmaya davet ediyor. Nesfit’in Facebook, Instagram, Youtube ve diğer dijital platformlarda kendi kendine muayenenin önemini vurgulayan paylaşımları ay boyunca devam edecek.
Ayça Erkol:  “Hedefimiz kendi kendini kontrol davranışının norm haline gelmesi”
Nestlé  Kahvaltılık Gevrekler  Ülke Müdürü Ayça Erkol, “Kadınların kendi kendini kontrol etmesi konusunda düzenli hatırlatmalar basit bir çözüm gibi görünse de, hayat kurtaracak derecede önemli bir fayda sağlıyor. Kadınlarla yapılan görüşmeler de bunu teyit eder nitelikte.. Hedefimiz, meme kanserine karşı mücadelede önemli bir değişim yaratacak bu davranışın bir norm haline gelmesi. Facebook etkinliğimize katılarak düzenli hatırlatma alacak ve kendi kendilerine muayenelerini gerçekleştirecek kadın sayısının her geçen yıl hızla artacağına inanıyoruz” dedi.
Prof. Dr. Vahit Özmen: “Ülkemizde 8 kadından biri meme kanseri olabilir”
Memeder Kurucusu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen ise Türkiye’de meme kanserine ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Araştırmalar, ülkemizde meme kanseri sıklığının son 20 yılda 2 kattan fazla artış gösterdiğine işaret ediyor. Öngörüler ise, bu artışın devam edeceği ve yılda yaklaşık 25 bin kadına meme kanseri teşhisi koyulacağı ve her 8 kadından birinin meme kanserine yakalanabileceği yönünde.  Günümüzde bu konudaki bilinçlendirme çalışmaları erken teşhis imkanı sağladığı için büyük önem taşıyor. Mamografik tarama sonucu, meme kanserinden ölüm oranları değişik çalışma sonuçlarına göre yüzde 15 ila yüzde 35 oranına azalmış görünüyor.”
Ekim Ayı - Meme Kanseri Farkındalık Ayı
2004 yılından bu yana meme kanseri hakkındaki farkındalığı artırmak, erken teşhis ve tedaviyi desteklemek amacıyla ekim ayı tüm dünyada ve Türkiye’de meme kanseri bilinçlendirme ve farkındalık ayı olarak belirlenmiştir. Ay boyunca gerek sivil toplum kuruluşları gerekse Sağlık Bakanlığı tarafından yurt genelinde eğitimler ve bilinçlendirme kampanyaları düzenlenmektedir.
Nestlé Hakkında:
Dünyanın lider beslenme, sağlık ve iyi yaşam şirketi Nestlé’nin temelleri 1866 yılında İsviçre’nin Vevey kasabasında atılır. Şirketin kurucusu Henri Nestlé dünyanın ilk hazır bebek mamasını geliştirir. Farine Lactée” adı verilen süt bazlı bebek maması olan bu  ilk Nestlé ürünü, şirketin insanı ve sağlığı her şartta öncelikli tutma, bilimsel araştırma kalite, güven, gibi temel değerlerinin de bir sembolü olur.
Nestlé,  150 yılda yeni ürünler, yeni kategoriler ile istikrarlı bir şekilde büyümüş ve dünya gıda ve beslenme sektörünün lideri haline gelmiştir. Bugün Nestlé 500’e yakın fabrikası 335,000 çalışanı ile dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde faaliyet göstermektedir.
4 kıtada 34 merkezde 5000 kişilik bir ekiple AR-GE çalışmaları yürüten Nestlé ve  AR-GE’ye her yıl yaptığı 1,7 milyar doların üzerindeki yatırımla araştırma geliştirme konusunda da gıda firmaları arasında lider konumdadır. 1909 yılında,  ülkemize giren Nestlé Türkiye’nin en köklü gıda firmalarındandır.  1927’de Türkiye’deki ilk çikolata fabrikasını kurarak üretime başlayan Nestlé,  bugün 12 kategoride 800‘ ün üzerinde  ürünü ve 50‘ye yakın markasıyla faaliyet göstermektedir. Üretimini Bursa Karacabey ve Bursa Kestel’deki fabrikalarında gerçekleştiren, Nestlé Türkiye’de satılmakta olan ürünlerinin %92’sini Türkiye’de  üretmektedir. 100 yılı aşkın süredir Türkiye’de faaliyet gösteren Nestlé bugün 3800  kişiye doğrudan, 7000’in üzerinde kişiye  dolaylı olarak istihdam sağlamaktadır. Nestlé, Türkiye’deki üretim üssünden başta Ortadoğu ve Kuzey Afrika olmak üzere bölge ülkelerine ihracat gerçekleştirmektedir.
www.nestle.com.tr | www.facebook.com/NestleTurkiye
Memeder Hakkında
2007 Eylül ayında kurulan Meme Sağlığı Derneği, güncel bilimsel yanı ağırlıkta olan bir dernektir. Bünyesinde konuyla ilgili pek çok farklı uzmanın yanı sıra hem sağlıklı hem de meme kanserli kadınları barındıran dernek, kadınların daha sağlıklı olması için “halkla iç içe olmayı” misyon edinmiştir.
Bu kapsamda 30 Aralık 2008 tarihinde başlayan Bahçeşehir Tarama Programı ile rutin aralıklarla 11 bin 144 kadın mamografi taramasından geçmiştir. Gerekli durumda 3 bin 427 kadına ultrasonografi taraması, görülen şüphe üzerine ise 189 kadına biyopsi yapılmıştır. Bu tarama ve rutin kontroller içinde 93 kadına erken evre meme kanseri teşhisi konularak, gerekli tedavilerde destek olunmuştur. http://www.memeder.org/

Bir boomads advertorial içeriğidir.

23 Ekim 2016 Pazar

Beyaz Çamaşırlar Neden Sararır? Çamaşırları Beyazlatma Yöntemleri

23 Ekim 2016 Pazar
Evde  grileşen çamaşırlarla mücadelem bir süredir top yapmış durumda. En sonunda kahrederek şu sonuca vardım;

1) Ya evdeki grileşen tüm beyazlarımdan kurtulacak ve birdaha beyaz giyisi almayacaktım
2) Bu durumla mücadele edecek ve beyaz çamaşırlarımı grileşme/sararma illetinden kurtaracak ve ped reklamlarındaki gibi ışıl ışıl beyazlarımla hayatıma devam edecektim.

1.seçenek tabii ki en basit yol olarak benim gibi yanlız yaşayan biri için en mantıklı yoldu, bir çok beyaz giyisimden vaz geçebilirdim, fakat beyaz basic tshirlerim ve yazlık beyaz elbiselerim. Onlara ne olacaktı?? :(  Onları kesinlikle terk edemezdim ben de 2. seçenekten yana şansımı denemeye ve bu durumla mücadele etmeye karar verdim.


Çünkü beyaz giymek güzeldir :)




Her durumda olduğu gibi durumu değiştirmeden önce durumun oluşmasına yol açan nedenlere inerek sorunu oluşumuna engel olmalıydım. Ama nasıl? Bunun için beyaz çamaşırların neden grileştiği/sarardığı konusunu açıklığa kavuşturmak gerek. Uzun süre yaptığım araştırmalar sonucunda beyaz çamaşırların kesinlikle beyazlarla yıkanması gerektiği konusunun önemini anladım. Şimdi diyeceksiniz ki bu yaşa gelmiş bunu öğrenememiş mi? Yooo dostum yoooo. Olay o kadar basit değilmiş meğer. Misal ben tek kişilik çamaşır yıkadığımdan ve beyaz çamaşırım da çok çok az olduğundan çamaşır makinesi boş çalışmasın mantığıyla araya açık gri,yavru ağzı  ya da beyaz ama orasında burasında renkli ufak detaylar olan şeyleri de makineye atarak kendimce tasarruf sağlamaktaydım. Fakat bu beyaz çamaşırların en çok grileşmesine/sararmasına neden olan durum imiş. Öyle ki, beyaz çamaşırların etiketleri renk verebilecek potansiyeldeyse onları dahi keserek makineye atmak gerekiyormuş. O zaman neymiş ufacık etiket falan demeden dikkat etmemiz gerekiyormuş. Bu konuyu çözdüysek dikkat etmemiz gereken diğer bir konuyla devam edelim. Şayet beyaz giyisimizin üstüne bir şey döktük ve hemen makineye atıp yıkayacağız. Bu durumda sıcak suda değil soğuk suda yıkamayı tercih etmeliyiz, çünkü yeni oluşan lekeler çabucak çıkmaya müsaitken sıcak yıkamada lekeler çamaşırın içine işleyerek lekenin çıkmasını daha da zorlaştırır.
Tüm bu durumları anladığımıza göre beyaz çamaşırları nasıl yıkayalım da kar gibi beyaz olsun kısmına geçebiliriz.


Öncelikle beyaz çamaşırları en fazla iki kere giydikten sonra yıkayalım. Beyaz çamaşırların yapısı kirleri hapsetmeye meyilli olduğundan fazla kirlenmesini beklemeden yıkanması gerekmekte.
Eğer çamaşırda ekstra bir leke söz konusuysa yıkamadan önce lekeye aşağıdaki yöntemlerden birini uygulayabilirsiniz;

1) Lekeye haricen leke çıkarıcı uygulayarak ovup bir süre bekledikten sonra çamaşır makinesinde yıkayabilirsiniz.
2) Karbonat ve limonsuyu karışımını lapa kıvamında lekenin üstüne uygulayarak ovup bir süre bekledikten sonra çamaşır makinesinde yıkayabilirsiniz.
3) Giyisiyi karbonatlı suda 1 gece beklettikten sonra çamaşır makinesinde yıkayabilirsiniz.
(Daha çok sararmalar için etkili)
4) Giyisiyi çamaşır suyu karıştırılmış suda beklettikten sonra makinede yıkayabilirsiniz.



Makinede yıkama sırasında beyazlar için önerilen 90 derece giyisilere zarar verip uzun vadede çamaşırların daha çok grileşmesine yol açar. Bu nedenle ben  beyazlar için makineyi 70 dereceye düşürerek yıkama yapıyorum. Çamaşır deterjanı olarak Haci Şakir Granül (şu an piysadaki en sağlıklı deterjan) + çamaşır sodası kullanıyorum.
Ek çözümler için çamaşır makinesinin yıkama gözüne çamaşır suyu da ekleyebilirsiniz, Ama çamaşır suyunun oksijenli çamaşır suyu olmasına dikkat edin lütfen, diğer çamaşır suları çamaşırın sararmasına yol açıyor. Birde çamaşır sulu yıkama yapacaksanız makinenizi uzun programda çalıştırın ki çamaşırlar çamaşır suyundan arınsın.Çünkü çamaşır suları da yoğun kimyasal içerdiğinden iyi arınmaması durumunda çamaşırların yıpranmasına neden oluyor.
Beyaz çamaşırlar söz konusuyken çamaşır makinesinin yıkama gözüne çamaşır suyu eklemenin yanı sıra; leke çıkarıcı, limon suyu, elma sirkesi, karbonat,aspirin, oksiyenli su,  çivit de ekleyebilirsiniz. Her biri internette sıkça tavsiye edilen yöntemler. Bir çoğunun etken maddesi aynı olduğundan denememekle birlikte sorun yaratacağını sanmıyorum. Önümüzdeki dönemde farklı bir yöntem uygularsam yine yazıyı güncelleyerek bilgi veririm.
Son olarak uyguladığım bir diğer yöntem de çamaşırlar yıkanırken makine detarjanın tamamını aldıktan sonra,  en köpüklü halindeyken makineyi durdurup duruma göre çamaşırları bir kaç saat ya da bir gece o şekilde makinede bekletmek. Böylelikle sıcak su, deterjan, çamaşır sodası ile birlikte bir süre bekleyen çamaşır daha temiz bir şekilde makineden çıkıyor. Bu yöntemi internette bir kaç forumda okuyarak son 3-4 yıkamamda uyguladım ve gerçekten farkettiğini gördüm. İlk yıkamada tamamen beyazlamasa da 4-5 yıkamada kesinlikle çamaşırlar bembeyaz oluyor.


























Demem o ki , beyaz çamaşırlarınızdan vaz geçmeyin. Hayat bir mücadele ve bazen çamaşırlarla da olsa mücadele etmek gerek :)

20 Ekim 2016 Perşembe

Yüzyılın Buluşu; Sinemia Özel Sinema Kulübü:)

20 Ekim 2016 Perşembe
Son zamanlarda deli gibi keyfini sürdüğüm ve çok sevdiğim Sinemia uygulamasından bahsedeceğim. Sosyal medyada reklamlarını görenleriniz olmuştur muhakkak, lakin bu güzel uygulamanın pratikte nasıl işlediğini tecrübe etmeden ne derece müthiş bir uygulama olduğunu anlamak pek kolay değil. Zira ben de uygulamanın reklamlarını instagram hesabında görüp böyle bir şey olmaz yaaa diyerek ciddiye almamıştım kendisini. Sinemia kullanan çok yakın bir arkadaşımın referansıyla ben de Sinemia üyesi oldum ve üyeliğimde 1.ayımı doldurmak üzereyim. Sinemiayla olan mutluluğum ise tarifsiz :) Geçen sezon çok fazla tiyatroya gitmiş sinemayı fazlasıyla geri plana atmıştım. Bir kaç ay önce rutin IMDB taramasında geçen yıl vizyona giren IMDB puanı yüksek izlenmemiş filmlerimin sayısının üzücü bir şekilde arttığını gördüm :( Bu duruma hızlıca bir çözüm bulmalıydım, adeta sinema kültürsüzlük çanları dan dan çalmaya başlamıştı.Arkadaşım  Sinem'in bana Sinemia daveti yollamasıyla fırsat bu fırsat diyerek gün be gün kaybolan sinema kültürümü geri kazanmaya karar verdim. Sonuç; 26 gün içerisinde 2 si 3D , 1 i IMAX olmak üzere toplam 6 kere sinemaya gittim. Bu da çalışan bir insanın ortalama 4,5 günde bir sinemaya gitmiş olması demek ve bence gayet başarılı bir sonuç :) Bundan sonra hangi film ne zaman vizyona girdi, oyuncuları kim, hangi salonda hangi film var benden sorulur :) Tutmayın küçük enişteyi :P



Bu kadar övdükten sonra merak edenler için Sinemia'nın ne şekilde işlediğini kısaca anlatayım. Farklı üyelik seçenekleriyle üyelik ücretini toplu ya da aylık olarak ödeyebildiğiniz Sinemia sistemi üzerinden üyeliğinizi gerçekleştirmenizin ardından Sinemia adınıza özel bir zarfın içerisinde adresinize Sinemi kartınızı yollayarak üyeliğinizi aktif edebileceğiniz müjdesini veriyor. Ardından web sayfası üzerinden üyeliğinizi başlatıyorsunuz. Sonrasında Sinemia mobil uygulamasını cep telefonunuza yükleyerek üyeliğinizi tamamlıyorsunuz. Uygulama Android ve IOS işletim sistemlerinin her ikisini de destekliyor. Bu süreçten sonra işin keyifli kısmına adım atmaya başlayabiliyoruz :) Sinemiayla ilk sinema deneyimimde kafamda deli sorular... . Nasıl olacak? Görevliye ne söyleyeceğim vb. Olay gayet basit, Sinemaya gidiyorsunuz Sinemia uygulamasından bulunduğunuz sinemayı seçtikten sonra  premium ile bilet al seçeneğini kullanarak gitmek istediğiniz filmi seçip aktivasyon sağlıyorsunuz. Uygulama ekranında size bir kod gönderiyor bu kodu göndererek ya da size gelen Sinemia kartınızı kullanarak normal kredi kartı ile ödeme yapıyor gibi biletinizi gişeden alıyorsunuz. İnanılmaz pratik :) 


Önemli bir kaç noktaya değinmem gerekirse;

1) Bazen aktivasyon sonrası Sinemia kartınızda yetersiz bakiye diyebiliyor bu durumda size iletilen kodu söyleyerek giriş yaptırabilirsiniz, ya da tam tersi. Onun mantığını henüz çözememekle birlikte duruma göre kart ya da mobil uygulamadan gelen şifreyi kullanmanız gerekiyor. Sinemaya göre farklılık gösteriyor olabilir.   
2) Sinemia her Sinema salonunda geçiyor gördüğüm kadarıyla zaten geçerli olduğu salonlar ve salonlarda gösterimde olan filmler (seanslarıyla birlikte) Sinemia uygulamasından rahatça görülebiliyor.
3) Sinemia ile günde 1 kez istediğiniz filmi istediğiniz salonda ve seansta izleme hakkınız var. Mobil uygulama üzerinden aktivasyon yaptıktan sonra iptal işlemi yapamadığınızdan gireceğiniz filme emin olmadan aktivasyon yapmayın.
4) Sinemia uygulamasında Sinema salonlarında vizyona giren filmleri ve seansları anlık olarak takip edebildiğiniz gibi uygulama üzerinden kendi listelerinizi oluşturarak kendi film arşivinizi tutmanız mümkün. Ayrıca vizyondaki filmlerin IMDB ve Sinemia puanlarını aynı sayfada görüyor olmak film tercihinizi hızlı ve bir o kadar güvenilir yapmanızı sağlıyor. Sonuç olarak bedava diye de abuk sabuk bir filmin başında 2 saat oturmanın anlamı yok. Öncelik keyif almak durumu eziyet haline getirmeye gerek yok :)

Bu güzel deneyimimi sizinle de paylaşmak istedim, eğer sizde sinemaya gitmeyi seviyorsanız, vizyon filmlerini güncel olarak takip etmek istiyorsanız ya da kış geldi Sinema şu ara en mantıklı aktivite diyorsanız ki biz Ankaralılar için çok geçerli bir sebeptir. Siz de https://www.sinemia.com dan Sinemia'lı olup benim gibi musmutlu bir insan olabilirsiniz. 
(Adeta babamın şirketiymişcesine reklam yapmam :P )

14 Ekim 2016 Cuma

Bir Tim Burton Filmi - Miss Peregrine's Home for Peculiar Children

14 Ekim 2016 Cuma
2016 Eylül ayında vizyona giren Tim Burton'un yeni filmi "Miss Peregrine's Home for Peculiar Children" Jackob'un çok sevdiği dedesinin gizemli ölümüyle başlar. Jackob dedesinin ölümünden sonra küçüklüğünden beri dedesinin kendisine anlattığı bir hikayenin peşinden bir yolculuğa çıkar. Bu macera sırasında Jackob (Jake) kendisinin de dedesi gibi özel olduğunu öğrenir ve ait olduğu yeri sorgulamaya başalar...


3D olarak vizyona giren filmin görselleri her Tim Burton filminde olduğu gibi büyüleyici. Film Ransom Riggs'in 2011 yılında yayınlanan aynı adlı kitabından uyarlanarak Jane Goldman tarafından senaryo haline getirilmiş. Kitabı İthaki Yayınları'nda "Bayan Peregrıne'in Tuhaf Çocukları" adıyla bulmanız mümkün.
Filmde Miss Peregrine rolünde Eva Green (Fantastik bir seçim olmuş), Jake rolünde Asa Butterfield var.  Samuel Jackson'ı filmin kötü karakteri, Chris O'Dowd'ı da Jake'in işlevsiz babası rolünde görüyoruz.


Filmin en etkileyici karakterlerinden biri de Emma Bloom rolüyle Ella Purnell. Filmde kendisine bahşedilen müthiş yetenekle hala nasıl mutsuz olabildiğine anlam veremediğim. Özellikle Jake ile Emma'nın gizli mekanına gittikleri sahnelerde bir ahhhhhhh çekip kahrettiğim doğrudur.
 


Fakat şunu söylemeliyim ki Tim Burton tarzını sevmiyorsanız bu film kesinlikle size göre değil, IMDB puanına falan aldanıp gitmeyin. Yani adamın artık yıllardır bir tarzı var ve bu böyle. Bunu kabullenmeyip hala filmine giderek müthiş bir filmin ardından ışıklar sönünce "Offf ne boktan bir filmdi" "vakit kaybı oldu resmen" "millet ne buluyor bu Tim Burton'da" vb. söylenerek benim gibi insanların içini kıyacaksanız şayet, bırakın gitmeyiverin. Bundan da eksik kalın, bakın vizyonda ne güzel filmler var, bkz. "Bir baba hindu"  

Laktozsuz Süt ve Laktozsuz Ürünler Hakkında Her Şey

Laktoz nedir?
Süt ve süt ürünlerinin içinde bulunan doğal süt şekeridir.
Laktoz intoleransı nedir? 
Laktozun sindirilmesi için laktaz enzimi gerekir. Eğer vücutta yeterli miktarda laktaz enzimi bulunmuyorsa, laktoz intoleransı var demektir.
Laktoz İntolerans belirtileri nelerdir?
Laktoz intoleransı sütün içindeki laktozun sindirilemediği durumlarda ortaya çıkar. Süt içince karın şişkinliği, karın ağrısı, gaz, mide bulantısı görülebilir. Bu tarz sorunlarınız varsa süt ve süt ürünleri tüketmekten vazgeçmek yerine Laktozsuz Süt’ü tüketebilirsiniz. Belirtilerin şiddeti tüketilen laktoza ve kişinin ne kadar laktozu tolere edebildiğine göre değişir. Belirtiler süt ve sütlü ürünlerin tüketimini takiben yarım saat ile 2 saat arası sonrasında kendini göstermeye başlar. Süt içerdiği kalsiyum, protein, yağlar, vitaminler ve mineraller açısından temel besin gruplarındandır.
Yaşam boyu sağlıklı olmak için her yaş döneminde ihtiyacınız olan türde ve miktarda süt içmeniz gerekmektedir.
Laktoz intoleransınız varsa ne yapabilirsiniz?
Laktozu azaltılmış veya laktozsuz süt ve süt ürünleri tüketebilirsiniz.


Laktozsuz süt ve laktozsuz yoğurt nasıl üretilir?
Laktozsuz süt ve laktozsuz yoğurt, sütün içindeki laktozun laktaz enzimi ile parçalanması sonucu elde edilir. Laktaz enzimi katkı maddesi ya da koruyucu değildir. Ürünün prosesi sırasında görevini yerine getirip, son aşamada aktivitesini yitirerek ürünün içerisinde kalmaz.
Laktozsuz süt ve laktozsuz yoğurt neden daha tatlıdır?
Laktozun glikoz ve galaktoza parçalanması nedeniyle, standart süt ve yoğurttan daha tatlı hissedilen ürünlerdir. Hissedilen tatlılık doğal şekerlerdendir, ilave şeker içermez.
Laktozsuz süt sizin için uygun mu?
Laktozsuz süt, sütteki laktozu sindiremeyen ve süt içince şişkinlik, ağrı, gaz ve bulantı sıkıntılarını yaşadığı için süt tüketemeyen kişilerin rahat şekilde süt içmelerini ve sütün besin değerlerinden faydalanmalarını sağlamaya yardımcı olur.
Neden Laktozsuz Yoğurt tüketmelisiniz?
Laktozsuz Yoğurt, laktoz intoleransına karşı hem sağlık faydası sağlamakta, hem de tatlılık derecesinin yüksek hissedilmesi nedeniyle şeker kullanılması gereken ürünlerde şeker azaltmaya imkan tanımaktadır. Bu nedenle ara öğün olarak sade ya da müsli karışımı gibi bir alternatifle tüketilmeye çok uygundur, hissedilen tatlılık doğal şekerlerdendir, ilave şeker içermez. Ayrıca, 100 g laktozsuz yoğurt günlük kalsiyum ihtiyacının %23’ünü karşılamaktadır.
Laktozsuz süt ve yoğurt tüketmenin zararı var mıdır?
Laktozsuz süt ve yoğurt tüketmenin hiçbir zararı bulunmamaktadır.
Pınar Denge Laktozsuz Süt ve Yoğurt hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için tıklayınız. 

Bir boomads advertorial içeriğidir.