12 Nisan 2015 Pazar

Senden Önce Ben- Jojo Moyes

12 Nisan 2015 Pazar
Best-Seller kitaplarla oldum olası aram yoktur. Çok fazlada alıp okumam haliyle. Hatta bir kitap Best-Seller olmuşsa okuyacağım varsa bile okumama gibi bir huyumda yok değil. Bu huy çoğunlukla kitaplar için geçerli olsa da, sıklıkla filmler içinde aynı durum söz konusu. Owwww wuuu diyerek abartılan filmlerden güzel olduğunu tahmin etsem dahi o süreçte (dönemsel heves dalgası geçene kadar) izlememeyi tercih ederim. Aklıma gelen ilk örnekler "Babam ve Oğlum" ve "Life of Pie" evet ikiside gayet keyifle izlediğim filmler oldu. Gel gelelim ben ikisinide vizyon tarihinin üzerinden bir hayli zaman geçmesine rağmen çok yeni izlemiş bulunmaktayım. Pi'nin yaşamını sağolsun şu sıra Fox Tv Çarşamba günleri saat 20.00'de göstermeye başladı (tabii ki Tv de ilk kez :) ) bende bu sayede Tv karşısında şöyle güzel bir film keyfi yaptım.
Fox Tv Fatih Portakal ile ana haber ve yayınladığı vizyon filmleriyle şu sıralar gönlüme taht kurmuş durumda :P Arada ev arkadaşımla birlikte dizilerine de şöyle bir baktığımız doğrudur :D
Konumuza dönersek niyetim kitap hakkında ahkam kesmek değil, yalnızca şu sıra ruh halime çok iyi geldi. Ve neredeyse ilk kez bir Best-Seller kitabı beğenmiş olmanın tarifsiz sevincini yaşadım :P



Jojo Moyes'in "Senden Önce Ben" kitabını arkadaşımın oldukça ikna edici tavrı sonucunda aldığımı kabul ediyorum, ve alırken muhtemelen yine o saçma aşk kitaplarından birine para verdim diye düşünmekteydim. Gece 12'de, yatmadan 20-30 sayfa okurum diyerek elime aldığım kitabı sabaha karşı 5'te elimden bırakabildiğimde (oda zoraki) kitaba biraz haksızlık etmiş olduğum düşüncesindeydim :) Kitap için aman aman hayatınızı değiştirecek vs. demiyorum fakat maximum 1-2 günde bitirebileceğiniz 480 sf. şeker tadında bir kitap. İnsanlar kitabın son 100 sayfasında ne kadar ağladıklarından bahsetmiş, bana göre ilk sayfalardaki Will'in hayatındaki terazinin yön değiştirmesi ve yaşamak zorunda kaldığı hayatın acı dolu yönleri daha duygusaldı. Kitabın sonunu, kitabın ortalarında Clark'ın internetten durum hakkında internetten araştırma yaparken kendisine engelli biri tarafından gönderilen mesajdaki duygudan tahmin etmek güç değildi. Bu nedenle sonu benim için çokta sürpriz olmadı. Her şeye rağmen son sayfalardaki mektup ağlattı :)



                                                     Kitaptan uyarlanan filmin fragmanı

Kitapta kaza sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş bir adam ve ona bakıcılık yapmaya gelen bir kız var. Söylemdeki sığlığa kesinlikle aldanmayın. Kitap boyunca sanki zihnimde film çekermişesine karakterleri kurdum, konuşturdum, yaşadım. Genellikle bu türde kitaplarda ben çeviriyi çok yetersiz buluyorum, buda kitaptan kopmama sebep oluyor maalesef. Dil aktarımı duyguyu bozan, değiştiren bir şey bunu tecrübe ettiğim zamandan bu yana çeviriye ve yayınevine oldukça titizlikle yaklaşırım.Fakat bu defa kitap su gibi akıp gitti :) Aslında bu kitaba romantizm yüklü bir aşk kitabı demek ne kadar doğru olur emin değilim.Zira en etkileyici tarafı tekerlekli sandalyeye mahkum kalmış ana kahramanlarımızdan Will'in yaşadıkları. Aynı zamanda yazarın karakterlerin gözünden kısa kısa hislerini aktarmasıda gayet yerinde bir hareketti. Bunu yapmamış olsa benim açımdan oğullarının verdiği kararda Will'in ailesinin tepkileri biraz şüpheli olacaktı. Tadında ve zamanında okunmuş bir kitap olması bu kitabı bloga taşıdı. Gördüğüm kadarıyla kitabın filmi de çekilmeye başlanmış. Bir Best Seller klasiği olan kitaptan filme uyarlama durumu beni hiç şaşırtmadı, bakalım filmde kitapla aynı etkiyi verebilecek mi? Bekleyip görelim. Bu arda kitabı okumuş olanlar kitabı okurkenki hislerini paylaşsalar mı keşke ? Oldukça merak ediyorumda :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder