27 Ocak 2014 Pazartesi

İzlenesi Türk Yapımı Fimler; Uzun Hikaye :)

27 Ocak 2014 Pazartesi
Çok tatlı nostaljik bir film uzun hikaye :) Türk yapımı filmler son yıllarda kalite bakımından bir hayli yol katetti bence. Zira 4-5 sene önceye kadar neredeyse hiç türk filmi izlemeyen ben şimdilerde vizyona giren türk yapımı filmleri merak ve heyecanla bekler oldum adeta :) Uzun hikaye benim vizyondayken de çok isteyip yoğunluk nedeniyle gidemediğim bir filmdi. İzlemek bu zamana kısmetmiş :) 


Bir nevi dram olmakla birlikte çok ta huzur verici bir film Uzun Hikaye. Kenan İmirzalioğlu'nu bu rolde de çok beğendiğimi söyleyebilirim. Tuğçe Kazaz da garip bir şekilde rolünde sırıtmamış, açıkcası bu konuda biraz önyargılıydım. Filmde en etkilendiğim sahnelerden biri şüphesiz ki şu meşhur repliğin geçtiği sahne;
Ali: Kızken kaçtın geldin bana. Mantonun pembesi soldu. Hala da aynı ayakkabı. Alamadım ki sana şöyle her şeyin en iyisinden.
Münire: Ayakkabılar eskir be Ali'm, her şey eskir. Bak sen hâlâ sevdiğim adamsın. Sen eskime...


Bir diğer muhteşem sahne şüphesiz ki okulda ki kullanılmayan l harfi olmayan daktiloyu almak isteyen lakabı sosyalist olan Ali'ye okul müdürünün daktiloyu al nasıl olsa sosyalizm,lenin,sol gibi kelimeler yazamazsın diyerek pis pis sırıtmasının ardından Ali'nin daktilo ile her bir şeyi yazdığını görmemiz ve l olan kısımlara bir boşluk koyarak kalemle bu boşluklara tek tek l harfini koyduğunu görüyor olmamız :) Gerçkten de etkileyici bir bölümdü. 


Mustafa Kutlu'nun yazmış olduğu hikayenin uyarlandığı kitabı henüz okumuş değilim fakat onunla ilgili de çok güzel yorumlar okudum bir an evvel alıp okumak niyetindeyim. Ben eser uyarlaması olan sinema ya da tiyatro yapımlarının birbiri ile olan tutarlılığı yerine yapım içinde kusursuz olması gerektiğini savunanlardanım. Şöyle ki, kitap ile yapımın bire bir olmasından ziyade izlemiş olduğum eserin kendi içinde bütünlüğüne ve tamamlanmışlığına önem veriyorum. Birebir uydurulmaya çalışan çoğu eser hayal kırıklığı yarattığından böyle bir zorlamanın olmaması gerektiği kanaatindeyim. Zira 500 sayfalık nitelikli bir kitabı 2 perdelik bir tiyatro haline getiriyor olmanız ve aslına bire bir bağlı kalmanız neredeyse imlansız. O nedenler böyle bir beklentiye girmemek lazım. Ahh konu buralara nerden geldi şimdi :) Sonuç olarak kitapla filmi kesinlikle kıyaslamayacağımdan bahsetmek istemiştim :) Sonuç olarak her şeyden bağımsız olarak filmi çok beğendim. Kesinlikle izlenmesi tavsiyem. 


Filmin İnternet özeti de bu şekilde;
Mustafa Kutlu’nun ölümsüz eseri olan ve Osman Sınav tarafından sinemaya uyarlanan “Uzun Hikaye”; 1940’lı yıllarda ufacık bir çocukken dedesiyle Bulgaristan’dan göçerek Eyüp’e yerleşen Bulgaryalı Ali’nin (Kenan İmirzalıoğlu) hayatını anlatıyor. Hikaye; 1950’li yıllarda Bulgaryalı Ali’nin delikanlılık çağla zrında Eyüp’te yazlık sinema işletmecisinin kızı Münire (Tuğçe Kazaz) ile birbirlerine sevdalanıp kaçmaları ile başlıyor.Gözlerinin içindeki kocaman gülümseyişiyle gittiği her yeri güzelleştirme isteği olan Ali’nin karşı koyamadığı eşitlik ve adalet tutkusu da işin içine girince; Münire, biricik oğulları Mustafa ve Ali gittiği her kasabada hayatın farklı bir yüzüyle tanışıyor.1960’lı yıllardan 1970lerin sonuna kadar uzayıp giden, demir yolları boyunca devam eden ve kasaba kasaba süren “Uzun Hikaye”; kimi zaman hüzünlü ve iç burkan, kimi zaman neşeli ve coşkulu, kimi zamansa heyecanlı ve romantizm yüklü bir macerayı anlatıyor…


Uzun Hikaye filminin fragmanı da bu şekilde;

22 Ocak 2014 Çarşamba

En Etkileyici Parfümler

22 Ocak 2014 Çarşamba
Özgür, duru, romantik, baştan çıkarıcı… Tarzınız ne olursa olsun kısa bir araştırmayla hayalini kurduğunuz parfüme ulaşmanız an meselesi. Parfüm seçiminde notaların tene uyumu ve uyandırdığı duygular kadar şişe tasarımının etkileyici olması da önemli. Parfümünüz bir bütün olarak sizi yansıtmalı. Bu amaçla sizler için en etkileyici parfüm şişelerini derledik.

Guerlain La Petite Robe Noire

Guerlain La Petite Robe Noire, küçük siyah elbisenin fenomen hikayesiyle romantik aynı zamanda yaramaz ve baştan çıkarıcı kadınlara sesleniyor.



Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Paco Rabanne Invictus

Sizi erkeklerin yeni güçlü dünyasına çağıran Paco Rabanne Invictus’un tasarımı da kendisi gibi yenilmez!



Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Marc Jacobs Daisy

Zamanında yaratıcı tasarımıyla FIFI ödüllerini de kazanan Marc Jacobs Daisy, senelere meydan okuyor ve orijinalliğini koruyor. Şişe tasarımı parfümün adı gibi papatya şeklinde ve çok renkli! Enerjik ve cesur kadınların seçimi Marc Jacobs Daisy, meyveli notalarıyla bağımlılık yaratıyor.



Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Roberto Cavalli Just Cavalli

Piton, cam ve metalin birleşimiyle hayat bulan tasarım, Cavalli erkeğinin baştan çıkarıcı karakterini ve tutkusunu yansıtıyor.

Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Flower in the Air

Flower in the Air, şişe tasarımında her detayın ne kadar önemli olduğunu gösteren bir diğer parfüm. Çiçeklerin özgürlüğünden esinlenen tasarım, kırmızının enerjisinden yararlanıyor ve kısalığıyla Flower by Kenzo ile arasındaki bağı vurguluyor.



Bu ürünü incelemek için tıklayın.

Lolita Lempicka Feminine

Lolita Lempicka Feminine, elma şeklindeki tasarımı ve mor rengiyle masallar kadar tutkulu!


Bu ürünü incelemek için tıklayın.

İçlerinden hiçbiri size göre değil mi? Ya da parfümünüzü değiştirmek mi istemiyorsunuz Hepsiburada’da 99,90 TL’den başlayan fiyatlarla alabileceğiniz yüzlerce parfüm modelini inceleyebilirsiniz veya kendi parfümünüzün Hepsiburada.com’daki fiyatına göz atabilirsiniz. Hepsiburada.com’daki parfümler için tıklayın. :)

Bir boomads advertorial içeriğidir.

6 Ocak 2014 Pazartesi

Nefis Tatlar ; Sosisli ve Sucuklu Milföy Ruloları :)

6 Ocak 2014 Pazartesi

Bu yapımı çok basit olan milföy rulolarını kahvaltı ve ara öğünlerde sıkça yapıyorum :)


Herkes tarafından severek yendiğini söyleyebilirim :)


Milföyün içerisine sosisi yerleştirip doluyorum ve lokmalık olarak kesiyorum. Üzerine yumurta sarısı sürüp 150 derece fırında yaklaşık 7 dakika kadar pişiriyorum. Daha sonra puf puf milföy rulolarımız yenmeye hazır :)

4 Ocak 2014 Cumartesi

Biz Eskiden..90'lar da Çocuk Olmak :)

4 Ocak 2014 Cumartesi
Biz eskiden kurşun kalemle kaset sarar,Hugo izler, kokulu Arı Maya silgisiyle kendimizden geçerdik :) Ninja Turtles ta neredeyse her bölümde yedikleri ançüezli pizzaya özenir,big babol la en büyük balonu çıkarma yarışı yapardık :)
Sokaklarda taso oynar, cep telefonlarımızla monofonik besteler yapardık. Çok eğlenirdik biz küçükken :)
O zamanlar her şey çok başkaydı sanki...Ya da sadece çocuk olmak mıydı güzel olan....

3 Ocak 2014 Cuma

İspanyol Pansiyonu (Auberge espagnole, L')- Cédric Klapisch

3 Ocak 2014 Cuma

Filmin Özeti;

Paris'te ekonomi okuyan Xavier, babasının bir tanıdığından mezun olduktan sonra kendisine iş vereceği konusunda söz almıştır. Maliye Bakanlığı’ndaki bu işin ön koşulu İspanyolca öğrenmesidir. Erasmus programının yardımıyla annesi ve sevgilisiyle vedalaşarak İspanya'ya uçan genç adam, önceleri kalacak yer bulmakta güçlük çeker, ama sonunda her biri Avrupa'nın bir başka köşesinden gelen yedi öğrencinin paylaştığı bir daireye yerleşir. Yeni arkadaşlar, yeni deneyimler, farklı uluslara mensup bu genç insanların karmaşık ama yine de uyumlu birlikteliği, bambaşka gelenek, görenekler ve yönelimler Xavier'ye erkekliğe geçişte çok şey öğretecektir. Aşk da dahil olmak üzere, şimdiye kadar yaşamında değişmez gördüğü tüm değerler sarsıntıya uğrar. O, artık kendisini bile tanıyamamaktadır.


Filmin seyirciyi içine çeken en büyük özelliği seyirciye sağladığı gerçeklik duygusu :) Şöyle ki filmi izlerken Erasmusa gidenlerden duyduğum her şey gözlerimin önüne serildi adeta :)Film de hoşuma giden bir diğer nokta film bittiğinde hissettiğim bu kadar kısa süreye sığdırılmış,çok uzun bir zaman dilimi :) 
Açıkçası film bittiğinde vay be bu kadar kısa sürede ne kadar doğru noktalara ve güzel bir şekilde değinmiş film dedim :) Bu manada gerçekten başarılı bulduğumu söyleyebilirim.


Film tarz olarak izlediğimiz filmlere pek benzemiyor. Filmi başlı başına bir Erasmus hikayesi olarak ele alabiliriz. Filmin sonunda baş rol oyuncusu Romain Duris'in filmdeki adıyla Xavier'in Erasmus öncesi ve sonrası değişen hayatına vurgu yapılıyor.Erasmus yapmış herkesin içinde kendini bulacağını düşündüğüm bir film :) 

Oyuncular:
Romain Duris, Judith Godrèche, Audrey Tautou, Cécile De France, Kelly Reilly